20.10.03

Can Özbilen, Hatice Bengisu, Burcu Günay

“Benim Dedem Misafir İşçiydi”

Bu başlığı taşıyan kompozisyon, yazarına, Almanya’da yaşayan Can Güzelbilen’e, ödül getirdi. Almanya çapında “Tarihte Göç” temasıyla gençler için açılan kompozisyon yarışmasına 1902 kişi eser gönderilmiş. Can Güzelbilen yarışmaya Bremen’den katılırken, ödül alabileceğini hiç tahmin etmemiş. Almanya Cumhurbaşkanı Johannes Rau, gençlere ödüllerinin verildiği törende, “Geçmişte yaşanan günlük hikayeler bugüne kadar yoğun şekilde ele alınmadı. Tarihin önem kazanması için, yaşam öykülerinin anlam kazanması lâzım.” dedi.

Bir başka ödül haberi Belçika’dan. “Uluslararası Genç Sanatçılar Yarışması”nda 2 Türk ressam, Hatice Bengisu ile Burcu Günay, başarı ödülüne lâyık görüldüler. Hatice ve Burcu, Türkiye’de yaşıyor. Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde biri öğretim görevlisi, diğeri ise yüksek lisans öğrencisi. Belçika’nın Mons kentindeki bir galeride düzenlenen yarışmaya “baskı” dalında katıldılar ve Dışişleri Bakanlığı’nın yazısıyla öğrendiler ki, ödül aldılar. Ve müjdeli haber bununla da sınırlı değil. Aynı zamanda eserlerinin Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bir galeride de sergileneceği haberini de aldılar. Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışan Hatice Bengisu “Türkiye’de sanatçıların özgüven sorunu var. Oysa bu aşılmalı ve uluslararası yarışmalara katılınmalı.” diyor. Yüksek lisans öğrencisi Burcu Günay ise “Kazandığım ödül, çalışma azmimi artırdı. Her şeyden önemlisi Türkiye ve okulum adına bu ödülü kazanmak çok güzel.” diye konuşuyor.

Çetin Kazak - Sofya

1980’li yılların başında, Todor Jivkov döneminde Türklerin isminin zorla değiştirilmesiyle, kâbus gibi bir dönem yaşanmıştı. Gelecek yıl NATO’ya, 2007’de Avrupa Birliği’ne girecek Bulgaristan şimdi bambaşka bir yolda. Asimilasyon yıllarında kurdukları Haklar ve Özgürlükler Partisi ile seslerini yükselten Bulgar yurttaşı Türkler, bugün parlamentoda da söz sahibiler.

Bunlardan biri, 31 yaşındaki Türk milletvekili Çetin Kazak. İki yıl Varna Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuduktan sonra Fransa’ya giden Çetin Kazak, Dijon Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde beş yıl eğitim görmüş. Uluslararası hukuk ve Avrupa Birliği hukuku alanında master yaptıktan sonra Cumhurbaşkanlığı’nda, Başbakanlık’ta staj gören Kazak, Bulgar devletinin çeşitli makamlarında görevler yapmış başarılı bir Türk. 2001 yılından beri Haklar ve Özgürlükler Partisi’nin milletvekili olarak parlamentoda bulunan Çetin Kazak, Bulgaristan’daki Türklere ilişkin şunları söylüyor:

“Biz Türkler artık Bulgaristan’la eşit olduğumuzu, hatta bir takım konularda onlardan da iyi olduğumuzu kanıtlamaya çalışıyoruz. Bunu da başarıyoruz. Örneğin bu hükümetin en başarılı bakanlarından biri, bizim partiden olan Tarım Bakanı Mehmet Dikme’dir.

Bu ülkede 8 milyon nüfusun yüzde 10’u Türk. 1989’daki göç olmasaydı bugün genel nüfus içinde Türklerin oranı yüzde 20 olacaktı. Partimizdeki dağılıma baktığımızda, 58 bin üyemizin 8 bini Bulgaristanlı. Genel Merkez’de de iki Bulgar yöneticimiz var. “

Saliha Emin - Sofya

Bulgaristan Tarım Bakanı Mehmet Dikme’nin mesai arkadaşı olarak çalışan 27 yaşındaki Saliha Emin aktif Türklerden. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirdikten sonra bir süre TRT Dış Yayınlar Dairesi’nde çalışan Saliha, 2001’de Bulgaristan’a, ailesinin yanına gitmiş ve Tarım Bakanlığı’nın parlamentoyla iletişiminden sorumlu olduğu bir göreve getirilmiş.

Cumhuriyet gazetesi yazarı Leyla Tavşanoğlu ile yaptığı söyleşide “Ben Bulgaristan’ın geleceğinden umutluyum” diyor ve şöyle devam ediyor:

“Bu ülke, çok değil 13-14 yıl önce totaliter bir rejimden çıktı, demokrasiye geçti. Ama gerçek demokrasi bu kadar kısa zamanda yerleşmez. Hâlâ geçiş sürecindeyiz. Bir kere mantığın değişmesi gerekiyor. Bunu başardığımız anda çok yol almış olacağız. Bulgaristan Parlamentosu’nda 240 üye var. Bunun 62’si kadın. Bunun dışında bakan yardımcılıklarında, genel müdürlüklerde, genel sekreterliklerde çoğu genç, pek çok kadın bulunuyor. Bana kadın-erkek eşitliği konusunu çözdük gibi geliyor. Burada kadınlar çalışmaya daha yatkın. Çok etkili işlerde çalışıyorlar. Yani kısacası, Bulgaristan’ı kadınlar yönetiyor.”

Saliha Emin, toplum hayatındaki kadın-erkek ilişkileri için de şunları söylüyor:

“Bulgaristan’da cinsler arasında ayrımcılık ve kadına baskı, daha çok kırsal alanda var. Bu sorunun üstesinden tamamen gelebilmiş değiliz. Aile içi şiddetten kaynaklanan sorunlar hâlâ sürüyor. Her şey bence ekonomiye bağlı. Bu sorunların yoksulluktan kaynaklandığını düşünüyorum.”

Bulgaristan’ın gündeminde iki önemli konu var: Yolsuzluk ve uyuşturucu madde kaçakçılığı. Özellikle de uyuşturucu sorunu, son yirmi yılda şaşırtıcı bir şekilde artmış. Artık 10-11 yaşlarındaki çocuklar bile, uyuşturucu madde bağımlılığının tehditi altında. Çünkü narkotik tüccarları okullara kadar uzanabiliyor.

Tarım Bakanlığı danışmanı ve Haklar ve Özgürlükler Partisi üyesi Saliha Emin “bence bu geçiş sürecinin büyük sorunu” diyor. “Bu, demokrasiyi yanlış yorumlamaktan kaynaklanıyor. Demokrasiyi kaos sanıyor insanlar. Ama şöyle de düşünebiliriz: Bir insanı onlarca yıl karanlık bir odada kapalı tutuyorsunuz; güneş yüzü göstermyorsunuz . Sonra onu birden serbest bıraktığınız zaman neye uğradığını, ne yapacağını şaşırır. Bizde de öyle oldu.”